Mide Kanserleri
Mide Kanseri Korunma
Mide kanserleri, mide iç zarını örten epitelyum hücrelerinin çoğalması esnasında, bu hücrelerin kanser hücresi haline dönüşmesiyle uzun seneler sonunda oluşur.
Mide Kanserinden Korunmak İçin Hastalara Öğütler:
1. Sigara içmeyin ve içilen yerlerde bulunmayın.
2. Günde 5 öğün sebze ve meyve yiyin.
3. Ağır salçalı, tütsülenmiş ve ateşte kızartılmış yiyecekleri, turşu yemeyi sınırlayın. Haşlanmış veya fırında pişmiş balık, tavuk ve hindi etini tercih edin.
4. Midenizde helikobakter enfeksiyonu varsa tedavi ettirin.
5. Kan grubu A olan, ailesinde mide kanseri bulunan, sosyoekonomik durumu bozuk olan, midesinde atrofik
gastrit bulunan, kötü beslenmiş veya mide ameliyatı geçirmiş olanlar doktor kontrolünden geçmelidir.
Mide kanseri riski: Çok sayıda ölüme neden olan bir kanser türüdür. Ölüm oranı değişmemekle beraber, hastalığa yakalananların sayısı giderek azalmaktadır. Tanı konulduktan sonra 1 yıl içerisinde %50 ölüm görülmektedir. ABD'de 5 yılı dolduranlar %23 oranındadır. Birbirine etki eden, örneğin gen değişiklikleri, diyet, helikobakter enfeksiyonları gibi, birçok faktör sonucu oluşurlar. Daha geniş olarak çevre faktörleriyle ilgilidirler. Bunların iyileştirilmesiyle her sene oluşan mide kanseri sayısı azalmaktadır.
Mide Kanserinde Riski Artıran Faktörler
Sigara: Sigara içenlerde mide kanseri riski %50-60 oranında artmaktadır. Bütün mide kanserlerinin %11'i sigara nedeniyle oluşmaktadır. Dumansız tütün kullanmakla bu sayı azalmaz. Bunun için sigarayı bırakmak gerekir.
Helikobakter pilori: Midede ülserasyonlara sebep olan bir enfeksiyon tipidir. Bu bakteriyi taşıyan enfeksiyonlu hastalar 2-6 misli daha fazla mide kanserine yakalanırlar. Bu enfeksiyonun giderilmesine rağmen mide kanseri azalmaz. Mukozal atrofi ve metaplasilerde kanser görülmesine neden olurlar. Buna rağmen, çocukluktan itibaren görülen ve gastrit yapan bu enfeksiyonların geçirilmesi sağlanmaktadır.
Tuzlu ve beklemiş yiyecekler: Çürümeye bırakılmış et, tütsülenmiş balık, turşusu kurulmuş sebzeler, 5-6 günden fazla beklemiş yiyecekler mide kanseri riskini artırırlar. Fazla tuzlu yiyecekler, mide epitelyumunu tahriş ederek DNA çiftleşmesini artırıp hücre çoğalmasına sebep olur ve kanser oluşmasına neden olurlar; ayrıca mide mukozasındaki korunmayı da bozarlar.
N-Nitroz bileşikleri, yiyeceklerde koruyucu olarak kullanılırlar. Bunların da kanser riskini artırdıkları düşünülmektedir. Nit-ritler de, kanserojen olan nitroz bileşiklerine dönüşebilirler. Bunlardan dolayı hastalar tütsülenmiş, beklemiş ve aşırı tuzlu yiyecekleri mümkün olduğunca az yemeye çalışmalıdır.
Izgara et ve balık: İçerisinde kanserojenlerin bulunduğu he-terosiklik aminler ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar yüzünden kanser yapabilirler. Et ve balık haşlanmalı, fırında ya da buharda pişirilmelidir.
Sebze ve meyveler: Tüketenlerde mide kanseri riski azalır. Bunlardan C vitamini Helikobakter pilori'yi iyileştirebilir. C ve E vitaminleri, serbest radikalleri ortadan kaldırarak ve nitrozlama reaksiyonlarını azaltarak mideyi kansere karşı korurlar. Betakarotenler de serbest radikalleri temizleyerek kanser oluşmasını önleyebilirler.
Değişmez Risk Faktörleri
Cinsiyet: Diğer ülkelerde de erkeklerde çok daha fazla olmakla beraber, ABD'de erkeklerde biraz daha fazladır.
Yaş: Vakalar en fazla 60-70 yaşlarında görülse de ortalama yaş 72'dir.
Ailevi faktörler: Mide kanseri olanların yakınlarında daha sık görülür. Ancak bunun sebebi henüz anlaşılmış değildir.
Kan tipi: A grubundan olanlar daha fazla risk taşımaktadır.
Irk faktörü: Afrika kökenliler beyaz ırka kıyasla daha fazla mide kanserine yakalanmaktadır.
Tıbbi ve cerrahi şartlar: Atrofik gastritis ve incebağırsak me-taplaziler, mide asidini azaltan pernisiöz anemiler, kötü beslenme ve daha önce cerrahi müdahale geçirmişlerde de mide kanseri oranı yükselir.
Sosyoekonomik durum: Sosyoekonomik durumu kötü olanlarda mide kanseri oranı daha fazladır.
Araştırılmakta Olan Risk Faktörleri
Tarama: Japonya'da mide kanseri çok sayıda görüldüğünden tarama programlarına dahil edilerek çift kontrast mide grafisi veya endoskopik mide muayenesi yoluyla tanı koyup tedavide hızlı ve iyi netice almışlardır. ABD'de mide kanseri az olduğundan taramaya gerek görülmemiştir.
Şişmanlık: Şişman insanlarda daha sık mide kanseri görüldüğü düşünülse de anlamlı bir tetkik henüz yapılmamıştır.
Diğer diyet faktörleri: Sarımsaklı, zeytinyağlı ve sebze ağırlıklı yiyeceklerle beslenen insanlarda daha az mide kanseri olduğu düşüncesiyle yapılan çalışmalardan henüz anlamlı sonuçlar alınamamıştır. Ayrıca kahve ve çayın da etkisi olduğu iddiasıyla yapılan çalışmalar vardır. Örneğin yeşil çayın mide kanserini azalttığı iddia edilmiştir. Yeşil çayın içerisinde bulunan polifenollerin nitrosisyonun indirgenmesinde etkisi olmaktadır diye yapıları çalışmalar bunun mide kanseriyle bir ilişkisi olmadığını göstermiştir. Siyah çayda da polifenol vardır ancak bu da mide kanserini azaltmamıştır.
Karbonhidratların da kanser riskini artırdığı söylenmiştir: Kabaca, karbonhidratların mide mukozasını tahriş ettikleri öne sürülür. Ayrıca karbonhidrat bakımından ağır, protein bakımından zayıf olan bir diyetin, kâfi derecede nitrat bileşikleri yapamaması veya kâfi derecede mide mukusu üretememesi, bu sebeple artan kanserin absorpsiyonuna neden oldukları bilinmektedir. Tam tersine, tahıl liflerinin muhtemelen nitrat çürüklerini yeme aktiviteleri nedeniyle mide kanserine karşı koruyucu olduğuna, bu koruyuculuğu özellikle midenin yemek borusuyla birleştiği yerde gösterdiklerine dair işaretler vardır.
Kırmızı biber: Mide kanseri için daha fazla risk taşımaktadır. İçindeki kapsaisin maddesinin kanserojenik veya mutajenik olduğu birçok çalışma ile gösterilmiştir.
Alkol: Yüksek nitrosomin seviyelerine sebep olmaktadır ve araştırmalar çelişkili sonuçlar vermektedir.
Antienflamatuar ilaçlar: Enflamasyonu ve doku yıkımını azaltmaları nedeniyle mide kanseri riskini azaltabilirler.
Mide Kanserinde Erken Tanı
Midenin iç kısmını döşeyen zarın, yani epitelyumun yıllarca süren kanserojenlerin ve risk faktörlerinin etkisiyle çoğalan hücrelerinin biri veya birkaçı kansere dönüşür ve en az 5 yıl sonra da kanser görülebilir bir hal alır. Bunlar ya mukoza içinde kalırlar (TIS), veya mukozanın alt kısmına yayılırlar (Tl). İşte erken tanı bu safhada konabilir. Daha önce midede olan hazımsızlıklar veya ilaçla geçen hafif ağrılar ve geğirme hissi, hastanın daima "bende bir şey yok" demesine neden olur. Fakat midedeki hazımsızlık ve şişkinlik ilaçla geçmiyorsa hemen uzman hekime gitmek gerekir. Böyle erken durumlarda gaitada gizli kan testiyle tanı konulabilir ve mide ve bağırsaklar sırasıyla endoskopiyle taranır. Bu tür muayeneler genellikle genç insanlarda değil, orta yaşlı veya ileri yaşta insanlarda yapılır.
Böyle erken tanı konmuş bir mide kanserini cerrahi müdahale ile iyileştirme %90 oranındadır. Ancak T2 dediğimiz, mukozanın daha altına inmiş ve lenf düğümlerine sıçramış olan tümörde iyileşme oranı %32'ye, daha da ileri vakalarda %14'e kadar düşer.
Avrupa'da 20 yıl önce %21.9-24.51 olan cerrahi ölüm sayısı, şimdi %4.8-10.5'e düşmüştür. Mide kanserinden, Japonya'da görülen %31 ölüm oranı, %10.5'a düşmüştür. Amerika'da ise ölüm oranı %4.5-6 iken şimdi %2.3-3.2'ye düşmüştür. Bütün dünyada cerrahi tekniğin çok ilerlemesine rağmen her türlü mide kanserinden kurtulan insan sayısı, Amerika'da %23'tür.
Kısaca tekrar edecek olursak, mide kanserleri çok sessiz ilerlemekle beraber, ilaçla yapılan bir haftalık tedaviden sonra hazımsızlık, şişkinlik, hafif karın ağrısı (abdominal ağrı) gibi şikâyetlerin devam etmesi halinde hemen hekime başvurmak gerekir.
Etiketler: Mide Kanseri Hastalığı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder