Akciger Kanserinin Belirtileri

Akciğer Kanserleri

Akciğer Kanseri Korunma

Akciğer Kanserinden Korunmak İçin Öğütler:

1. Sigara içmeyin.
2. Sigara içenlerden uzak durun.
3. İşyerinizde ya da çevrenizde olası kanserojen maddelerden kendi­nizi koruyun, radyasyona maruz kalmayın, çevre kirliliği olan ortamlarda bulunmayın.
4. Günde en az 5 defa sebze ve meyve tüketin.

Akciğer Kanserinde Risk Faktörleri:

Akciğerlere giren havanın geçtiği ana bronş­lar, bronşlar ve segment bronşların içini örten epitel hücreleri sı­rası geldiğinde bölünürler ve bu yeni hücreler kanser yapıcı mad­delerin tesiri altında 5-15 yıl kaldıklarında, tekrar bölünme esna­sında kanser hücreleri oluşur. Bunlar da 5-6 yıl içinde 1-2 cm. ça­pa erişirler ki lenf düğümlerine henüz sıçramamışlardır. Böylece I. ve II. evrede erken yakalanabilirler.

akciğer kanserlerinin siga­ra içen erkeklerde görülme oranı kadınlarda görülme oranından fazladır. Bu oran içmeyenlere göre erkeklerde 40 defa, kadınlar­da ise 25 defa daha fazladır. Onun için sigarayı derhal bırakmak gerekmektedir.

Değişebilir Risk Faktörleri

Sigara: Günde içilen sigara sayısı ile ne kadar süreyle sigara içildiği risk artışında çok etkilidir. Örneğin, günde 1-2 paket içenler, en az 10-15 yıl içmekte devam ederlerse akciğer kanseri olma ihtimalleri, sigara içmeyenlere kıyasla 40 misli artmaktadır. Hiç sigara içmeyenlerle günde 1-3 adet sigara içenler, ancak 4/1.000 gibi en az derecede akciğer kanseri olurlar. Sigara 45 yıl­dır bilinen bir kanserojendir. Uzun zaman kullanılması bağışık­lık (immün) mekanizmalarını zayıflatır.

Sigara dumanına maruz kalma: Mitoz bölünme hızının art­masıyla bazı hücrelerde (kromozomlarda) olabilen değişiklikler (mutasyonlar), kanserli hücrelerin oluşmasına neden olurlar. Si­garayı ağızlıkla içenler kanserojenin etkisini biraz azaltmış ol­malarına rağmen uzun yıllar içmeleri durumunda içmeyenlere kıyasla 5 misli daha fazla (20/1.000) oranda kansere yakalan­maktadırlar. Sigara içilen yerlerde oturanlar veya temiz havada sigara içenlerin yanında bulunanlar da aynı şekilde sigara du­manını almaktadır. Sigara dumanında şimdiye kadar 40 çeşit kanserojen madde bulunduğu gösterilmiştir. Kanserojenler, ak­ciğer kanserinden başka, dumanında mevcut olan diğer madde­lerle bazı akciğer hastalıklarına, damar ve kalp hastalıklarına da neden olmaktadır. Sigarayı kesinlikle bırakmak gerekir.

İşyerlerinde kanserojen maddelere maruz kalma: Asbest, arsenik, radon, klorometileter, polisiklik hidrokarbonlar, krom, hardal gazı ve nikel gibi bazı maddeler de kanser yapabilirler. Böyle ortamlarda çalışanlar bunların farkında olmalı, bunlara karşı tedbir alınmalıdır. Tedbirlere rağmen bu kişilerin akciğer kanserine yakalanma riski mevcuttur.

Risk azaltıcı faktör olarak sebze ve meyve yenmesi: Doma­tes, havuç, portakal gibi sebze ve meyveler kanser riskini azalt­maktadır.

Akciğer Kanserinde Değişmez Risk Faktörleri

Yaş: Akciğer kanserlerinin ortalama yaşı 70'dir. 40 yaşından aşağı yaşlarda az görülürler ve 75 yaşından sonra artarlar.

Ailevi faktörler: Yakın akrabalarda görülen akciğer kanseri, riski iki misli artırmaktadır. Erken sigara içmeye başlayanlarda risk gittikçe artmasına rağmen, bir kısmı yine de kansere yaka­lanmamaktadır. Metabolizma, gen ekspresyonlarmda ve DNA stabilitesi ve tamirinde değişiklik olanlar akciğer kanserine du­yarlıdırlar.

Çevre kirliliği: Kansere yakalanma riskini hafif yükseltmek­tedir.
Radyasyona maruz kalma: Atomik radyasyon ve meme kan­serlilerde vaktiyle yapılan fazla skopiler veya Hodgkin hastalı­ğının tedavisinde kullanılan radyasyonlar, zamanla akciğer kan­seri oluşmasını artırmıştır.

Araştırılmakta Olan Risk Faktörleri

Korunma için tarama: Korunma için tarama yapılması, akci­ğer kanserinden korunmada fazla bir sonuç vermemektedir. Araştırmalar devam etmektedir.

Antioksidanlar: Karotenoitler, A, C, E vitaminleri ve selen­yum bağışıklık sistemi düzenleyicileri olarak ve hücre çoğal­masını yavaşlatıcı etkileriyle hücreleri korurlar. Bugüne kadar yapılan çalışmalar şimdiye kadar riskin değişmediğini göster­miştir.

Yiyeceklerdeki yağ ve kolesterol: Bazı çalışmalar yağ ve ko­lesterolün artmasıyla akciğer kanserine yakalanma riskinin art­tığını göstermişse de bunun aksini kanıtlayan çalışmalar da var­dır. Araştırmalardan henüz kesin bir sonuç alınamamıştır.

Evde radon gazı bulunması: Amerika'daki evlerin %10'unda radon gazı bulunmasına rağmen araştırmalar henüz bunun kan­ser riskini artırıp artırmadığını gösterecek düzeyde değildir.

Akciğer hastalıkları: Akciğer tüberkülozu, amfizem ve astım gibi hastalıkların akciğer kanserini artırdığı ileri sürülmesine rağmen bunu ispatlayan bir çalışma görülmemiştir.

Akciğer Kanserinde Erken Tanı, Akciğer Kanserinin Belirtileri

Akciğer Kanserinin Oluşması

Ağızdan sonra gırtlak ve daha sonra nefes borusu (trakea) gelir. Nefes borusu sonra ikiye bölünür. Sağ ve sol ana bronşlar, sonra bronşioller ve en son olarak da havadaki oksijeni alıp dı­şarıya karbondioksit veren torbacıklar gelir. Bütün bu sistemin içerisini döşeyen epitelyum hücreleri aşağı yukarı her üç ayda bir mitoz bölünmeyle çoğalırlar. Yeni oluşan hücreler, ölen epi­telyum hücrelerinin yerini alır. Bu çoğalmalar esnasmda bazı kanserojen maddeler veya riskler, en az 5 yıl ya da daha uzun süre etki yaparak onları habis hücre haline dönüştürürler. Bu ha­bis hücreler ise 31-32 defa bölündükten sonra 1-2 cm'lik doku haline gelirler. Bu, en aşağı 5-15 yıl kadar sürer.

Bu yeni tümör odağı eğer akciğerin merkezi kısımlarında ise (yani ana bronşlar ve diğer bronşlarda ise) kitlesi 1-2 cm. kadar­dır ve lenf düğümlerine sıçramamıştır. Bu durumda oluşan er­ken tanı belirtileri (semptomları):

1. Tümörü dışarı atmak için meydana gelen öksürük. Bu, si­gara içen bir insanın öksürmesinin değişmiş bir şeklidir. Sonra ağrı oluşur ki bu ağrı öksürükle artar. Bunu ancak bir doktor ayırt edebilir.
2. Tümörün etrafında oluşan yeni damarlanma sebebiyle ök­sürükle gelen balgamda evvela göze batmayan daha sonra ise görülebilir bir kanama oluşur (hemoptesis).
3. Bu primer akciğer tümörünün olduğu yerde zatürre (pnömoni) oluşur; iltihaplı bir öksürük ve balgamda cerahat görü­lür. Hastada ateş oluşur. Bunlar antibiyotikle geçer ama sonra tekrar oluşur. Ve bu, tümör büyüyünceye kadar devam eder.
Akciğerlerin tepesinde oluşan Pancost tümöründe (üst sul-cus tümörüdür), tümör kola ve omza giden damar ve sinirlere baskı yaparak kol ve omuz ağrısına sebep olur.

Tis ve Evre I-II'de (yani TlNoMo-T2NoMo) erken tanı kona­bilir. Periferik tümörlerde ise, tümör akciğerin üstünü örten zara (plevra zarına) yakın olduğu için akciğer zarında bir reaksiyon oluşur ve o da vücudun yan bölgelerinde ağrı yapar ve bu ağrı öksürükle artar.

Bunların tedavileri cerrahidir ve kemoterapi gerektirmez. Ama akciğer kanserlerinin %20'sini teşkil eden ufak hücreli kanserlerde tedavi, cerrahi değil kemoterapi ile birlikte radyoterapidir.

Erken tedavide iyileşme oranı (5 yıl sonunda yaşama) %55-70 arasındadır. Halbuki erken tanı konmamış akciğer kanserinde 5 yıl sonunda yaşayanların oranı %15-25'dir.

0 yorum: