Bobrek Kanseri Belirtileri ve Korunma

Böbrek Kanserleri

Böbrek Kanser Korunma


Böbreklerin içinde dağılmış olan kan damarları, kanda bulunan bazı toksik maddeleri idrar toplayıcı olan kanalcıklara verirler. Bu şekilde toplanan idrar, böbreğin içinde bulunan bir boşluğa dolar ve buradan da üreterler (idrar borusu) vasıtasıyla mesaneye akar. Kan damarlarındaki sıvıyı kendi içine çeken kanalları örten hücre­ler epitelyum hücreleridir. Bu epitelyum hücreleri, uzun yıllar ken­dilerine etki yapan kanser risk faktörleriyle çoğalırken bazı hücre­ler kansere dönüşebilirler. İşte bundan önceki safhada, bu risk fak­törlerinden kaçınmak suretiyle (korunma ile) % 50 oranında kan­sere yakalanmamak mümkündür.

Böbrek Kanserinden Korunmak İçin Öğütler

1. Sigara içmeyin.
2. Sağlıklı kilonuzu muhafaza' edin, günde 5 öğün sebze ve meyve yiyin, 30 dk. fiziksel aktiviteae bulunun.
3. Genetik risk taşıyanlar ve rahim ağzı kanseri veya spondilitis an-kilopoetika nedeniyle ışınlama geçirenlerin taramaya girmesi tav­siye edilir.

Böbrek kanserleri 40-50 yaşlan arasında daha sık görülmekte ve erkeklerde kadınlardan daha fazla rastlanmaktadır.

Değişebilir Risk Faktörleri

Sigara: Sigara içenlerde içmeyenlere kıyasla iki misli daha fazla böbrek kanseri oluşur. Çünkü sigara dumanındaki kanse­rojenler böbrekten idrara atılırken böbrek hücrelerini etkilemek­tedir.
Kilo: Kilo arttıkça böbrek kanseri riski artar.

Değişmez Risk Faktörleri

Cinsiyet: Erkeklerde risk daha fazladır. Bunun sebebinin, si­gara içmeye mi yoksa genetik bulgulara mı bağlı olduğunu ayırt etmek mümkün olamamıştır.
Yaş: İleri yaşlarda erkeklerde daha fazladır.

Ailevi faktörler: Ailede böbrek kanseri geçmişi olanlarda 4 kat daha fazla böbrek kanseri riski vardır. Ancak bunlar böbrek kanseri vakaları arasında çok az bir yer tutarlar.

Gelişme anormallikleri: Polikistik böbreği olanlarda, at nalı tarzında böbreği olanlarda ve meme başlarının yukarda teşek­külü gibi anormalliklere sahip olanlarda böbrek kanseri riski da­ha fazladır.
Radyasyona maruz kalma: Rahim ağzı kanseri veya bir ro-matizmal hastalık olan spondilitis ankilopoetika olanlarda ışın­lama tedavisinden sonra daha fazla böbrek tümörü görülmüş­tür. Risk artmaktadır.

Araştırılmakta Oları Risk Faktörleri

Sebze ve meyve: Sebze ve meyveyle beslenenlerde risk azal­maktadır. Gıdalardaki hangi ajanın etkili olduğu ayırt edilememiş­tir. Fakat C vitamini ve karotenoitler olduğu düşünülmektedir.
Diğer diyet faktörleri: Kırmızı et, çay, alkol ve tatlandırıcı­larla ilgili çalışmalar henüz bir sonuç vermemiştir.
Analjezikler (ağrı kesiciler): Fenasetinli olanlarda kansero­jenler bulunmuştur ve bunlar ABD'de yasaklanmıştır. Fakat fenasetinin bir metaboliti olan asetaminofen (parasetemol) ve di­ğer antienflamatuar ilaçlarla yapılan çalışmalarda, bunların kan­ser riski ile ilişkileri bulunmamıştır.
Dışardan verilen hormonlar: Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar östrojenin böbrek kanseri riskini artırdığını göster­mektedir. (+) Ancak insanlarda riski artırdığına dair bir sonuç alınmamıştır. Daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
Kimyasallara maruz kalma: Asbest, benzin, arsenik, kadmi­yum, trikloretilen ve perkloretilen gibi eriticiler ile ocak patla­maları, mutfaklar, yağ rafinerileri, demir ve çelik endüstrisinde yapılan çalışmalarda henüz bir sonuca varılamamıştır.
Hipertansiyon: Bazı böbrek kanserlerine karşı risk artmakta­dır. Fakat çalışmalar henüz çok az sayıdadır.
Hipertansiyon ilaçlan: Henüz bir sonuç alınamamıştır. (~)
Hemodiyaliz: Kistik böbrek veya kanser gelişimi görülse de henüz açıkça belirtilmiş sonuçlar yoktur.
Böbrek yaralanması ve enfeksiyonu: Yapılan çalışmalar de­ğerlendirilebilecek durumda değildir.

Böbrek Kanserinde Erken Tanı

Böbreklerde idrarın, epitelyum hücrelerinden oluşan kanalcık­larda toplandığını ve bu epitelyum hücrelerinin her üç ayda bir bö­lünerek yeni hücreler oluşturduklarını, bunların ise yıpranmış hüc­relerin yerini aldıklarını ve bu çoğalan hücrelerin bir veya birkaçı­nın risk faktörlerinin etkisiyle değişerek kanser hücresi haline geldiklerini söylemiştik. Bu kanser hücreleri 5-10 yıl içerisinde büyü­yerek (adeno-kanser) Evre I ve II haline gelir. Bu evrelerdeki tümörler ya 7 cm'den küçük veya 7 cm'den büyüktürler ancak henüz böbrek dışına daha taşmamış ve lenf düğümlerine sıçramamışlar-dır. Bunlar erken safhada kanseri oluştururlar.

Erken safhada kanser idrarda kan, bazen bir hipertansiyon krizi ve gün aşırı ateş ile kendini gösterir. Zamanla hasta kansız kalabilir. Bundan sonra bel ağrıları görülürse bu ilerlemiş bir kanserin belirtisidir. Fransa'da böbrek kanseri ABD'ye nazaran daha yüksektir. Özellikle erken tanı belirtileri olan kişiler hemen bir ürologa gitmelidir. I. ve II. evrelerde yapılan operasyonlar ve kemoterapiyle hastaların %70-90'ı bu hastalıktan kurtulmakta­dırlar.

0 yorum: