Biyopsi
Meme hastalıklarının tanısında biyopsinin özel bir yeri vardır. Basit kistlerin dışında memede her palpe edilen kitlenin açıklığa kavuşturulması gerekir. Zira, selim izlenimi veren kitlelerin yaklaşık % 15 kadarının kanser olduğu bilinmektedir. Hekim özellikle 40 yaş ve yukarı kadınlarda histolojik tanı elde etmeyi ön planda düşünmelidir. Ayrıca yukarıda sayılan görüntüleme yöntemlerinde belirlenen yapısal distorsiyon, mikrokalsifikasyon kümesi; düzensiz duvarlı, içinde tortu bulunan kistler, içeriği beklemiş kan görünümünde olan kistler, aspi-rasyondan sonra 3-4 hafta gibi kısa sürede yeniden oluşan veya yerinde kitle ortaya çıkan kistlerde muhakkak biyopsi gerekir.
Memebaşmdan tek taraflı, tek delikten gelen berrak veya kanlı akıntılardan sitolojik inceleme yapılmalıdır. Malign epitelyal hücre görülmesi tanı koydurur. Ancak, bu tür hücrelere rastlanmamış olması kanserden uzaklaştırmaz; zira yanılma oranı yüksektir. Emzirmeyen bir kadında memebaşm-da gelişen yüzeyel pullanma, erozyon, ekzema benzeri görüntüler uygun dermatolojik tedavi sonrası en çok iki hafta içinde iyileşmiyorsa veya iyileşmeye rağmen yineliyorsa biyopsi gerektirir. Gene emzirmeyen bir kadının memesinde gelişen mastit tablosu etkili bir tedaviye rağmen gerilemiyorsa biyopsi yapılmalıdır.
Şüpheli meme lezyonundan hücre ve/veya doku elde etmek için birkaç yöntem vardır. Seçimde, ön planda düşünülen lezyon için en az travmatize edici, yeterli hücre veya doku sağlayan, yanlış negatif tanı değeri düşük yöntemi kullanmak gerekir. Meme başı akıntıları için, elde edilen bir damlanın lam üzerine yayılması yeterli olurken; yüzeyel erozyon, ekzematiform lezyon veya ülserasyonlar-dan sürüntü, baskı (imprint) ile yeterli materyal elde edilir. İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) basit bir injektör ile yapılır. Yüzeyel, palpe edilen kitle içine, enjektörün pistonu yerinde iken girilir, piston geri çekilir, iğne birkaç yönde ileri geri hareket ettirilir. Oluşan vakum hücre topluluklarının iğne ve enjektör içine gelmesini sağlar; içerik lam üzerine püskürtülür.
Tru-cut biyopsi, "core" biyopsi ise genellikle Vim - Silverman türü bir iğne yapılır, kitleden koparılan ince bir doku parçası incelemeye alınır. Palpe edilemeyen lezyonlar için tercih edilir. Bu iki yöntemde iğnenin doğru yere rastlamaması sonucu yanlış negatif olma riski vardır. Sonuç klinik ve/ veya radyolojik bulguya uymuyorsa daha geniş doku örneği almaya yönelmelidir. Bu noktada elimizde iki araç vardır; insizyonel ve eksizyonel bi-opsi: Yapılan bir keşi ile lezyonun bir kısmının çıkarılmasına "insizyonel biyopsi" adı verilir. Kanser olduğu düşünülen kitle büyükse ve tedaviye öncelikle kemoterapi ile başlanaraksa insizyonel biyopsi ile elde edilen dokudan hem tanı konur hem de kanserin reseptör durumu hakkında gerekli bilgi edinilir. Gene kanser olduğu düşünülen bir kitleye, eğer mastektomi kararı verilmişse, insizyonel biyopsi yapılabilir. "Eksizyonel biyopsi" ise lezyonun tümüyle çıkarılmasıdır. Fıbroadenomlar, tekrarlayan kistler için uygulanır Ancak kanser kitlesinin de çevresinden en az 1 cm sağlam doku ile birlikte çıkarılması da bu tanıma girer.
MEMENİN SELİM HASTALIKLARI
Bu başlık altında, meme iltihap (mastit) ve abse-leri, meme displazisi, memebaşı akıntıları ve selim urlar ele alınır.
Mastit ve Meme Abseleri
Hemen daima emziren kadında görülür (puer-peral mastit). Doğumu izleyen ilk günlerdeki dolgunluk ve hassasiyet emzirme olayı ile birlikte süratle geriler. Ancak kimi zaman stafilokok ve streptokokların meme başından retrograd bulaşması ile akut mastit tablosu gelişir. Memede ağrı, ciltte kızarıklık, ısı artışı ve flüktüasyon ile birlikte titreme, ateş yükselmesi, halsizlik gibi sistemik belirtiler ortaya çıkar. Soğuk kompres uygulaması, geniş spektrumlu antibiyotik verilmesi ile tablo birkaç gün içinde geriler. Bu arada emzirmeye devam edilmesi veya sütün özel gereçlerle sağılması önerilir.
Bazen infeksiyonun gerilememesi sonucu abse-leşme görülür. Drenaj tedavi için yeterli olur. Santral yerleşimli abselerde süt füstülü gelişebilir. Bu durumda parenteral bromokriptin ile süt üretimi durdurulur. Gerilemeyen abselerde abse duvarından biyopsi yapmak gerekir.
Postmenopozal veya emzirme döneminde olmayan premenopozal kadınlarda gelişen abselerde ise varolan kistlerin gene retrograd olarak meme başından giren bakterilerle infekte olması söz konusudur. Ultrasonografi ile mastit tanısının doğrulanması yerinde olur. Tedavisi puerperal mastit gibidir; ancak iltihabi olay geriledikten sonra ma-mografi / ultrasonografi kontrolü ile altta yatan neden ortaya konur.
Bazen hastalar areolada, 1-2 cm2'lik bir alanda sertlik, üzerindeki ciltte hiperemi, ödem ve ısı artışı, ağrı ile başvurur. Bu tür yüzeyel abse laktifer si-nüslerdeki sekresyonun, kanalın tıkanması sonucu infekte olmasına bağlıdır. Drenaj yeterli olur, ancak yinelemesi sık görülür. Bu takdirde ilgili sinüs ve kanalın eksizyonu gerekir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder