Prostat Kanseri Belirtileri ve Korunma

Prostat Kanseri

Prostat Kanseri Belirtileri ve Korunma


Prostat, aşağıdaki resimde görüldüğü gibi, mesanenin alt kıs­mındaki üretra adı verilen boşaltma kanalının başlangıcında, mesane ve üretrayı saran 2,5 x 2,5 x 3 cm. ebadında bir bez dokusudur. Fonksiyonu, sperme esas teşkil eden bir sı­vıyı zamanında salgılamaktır. İçini döşeyen epitelyum hücreleri senelerce süren risk faktörlerinin etkileriyle, normal çoğalmala­rım değiştirerek tümör hücreleri haline gelirler.

İşte bu safhadan önceki durumda müdahale ederek tümör hücrelerinin oluşmasını engelleyebilecek durumları yaratmaya korunma diyoruz. Prostat kanserleri senede 220.900 ortalamayla insanlığın en fazla maruz kaldığı kanser türleri arasında ilk sıra­dadır. Fakat erken tanının iyi ve tedavinin çok iyi olması nedeniy­le tanı konulduktan 5 sene sonunda yaşayanların oranı %98'i bul­maktadır.

Prostat Kanserinden Korunmak İçin Öğütler

1. Beslenmenize dikkat edin. Bunun için;
ayetinizde kırmızı et, yumurta, peynir ve tam yağlı süt ürün­lerinin kısıtlı oranda bulunmasına dikkat edin. Hayvansal yağ ile yapılmış yiyeceklerden çok az yiyin. 5 öğün sebze, meyve ve sarımsaklı ürünler tüketin.. Domatesi fazla olan bir diyet uygu­layın ve bunu haftada 5 öğüne çıkarmayı planlayın.
2. Ailesel faktörleri bulunan ve uzun boylu olan 50 yaşını aşmış ki­şiler, her sene prostat taraması yaptırmalıdır.
3. Sigara içmeyin.
4. Günde en az 30 dakika fiziksel aktivite yapın.
5. Selenyum ve E vitaminini her gün alın.

Risk Faktörleri

Prostat kanseri, ABD'de en fazla görülmekte ve 3. derecede ölüme sebep olmaktadır. İlaç tedavisiyle 5 yıl yaşayanların oranı %98'dir, ancak sonra ölenlerin sayısı bir hayli fazladır.

Değişebilir Risk Faktörleri

Hayvansal yağların tüketilmesi: Nasıl etkilediği belli olma­makla beraber ne kadar çok hayvansal yağ tüketilirse prostat kanseri riski o kadar çok artar. Bu yağlar, androjen seviyesini, hücre zarı oluşmasını ve prostaglandin sentezini değiştirerek kanser riskini artırmaktadır.

Domates ve domates ürünleri: Prostat kanseri riskini azaltır­lar. Bu da karotenoitler ve likopen içermesinden kaynaklanır. Likopen antioksidandır ve diğer kırmızı meyvelerde, mesela kar­puzda, kırmızı greyfurtta ve guavada (bir armut çeşidi) bulunur. Karotenoitler, yağda eriyen pigmentlerden olup kırmızı, turun­cu ve sarı sebze ve meyvelerde sık olarak bulunur. Vücutta A vi­taminine dönüşürler. Çiğ domatesten çok, salça, sos, ketçap, çor­ba ve domates suyunda bulunurlar. Likopen ise vücutta A vita­minine dönüşmez ama prostat kanseri riskini azaltmaktadır.

Prostat Kanserinin Değişmez Risk Faktörleri

Yaş: %90'ı 55 yaşından sonra görülmeye başlar. Ortalama yaş ise 69'dur.
Ailevi faktörler: 60 yaşından aşağı yaşlarda babası veya kar­deşi prostat kanserine yakalananlarda prostat kanseri riski daha fazladır. BRCA 1 gen mutasyonu olanlarda prostat kanseri riski artar.

Irka ve etnik kökene bağlı: ABD'de Afrika kökenlilerde be­yaz ırka kıyasla prostat kanseri riski %60 daha fazladır. Ölüm hı­zı ise iki mislidir. Asyalılarda ve Güney Amerikalılarda ise be­yazlara kıyasla daha azdır.

Araştırılmakta Olan Risk Faktörleri

Şişmanlık: Aşırı şişmanlık riskli bulunmuşsa da bu, yeterli sayıda çalışmayla kanıtlanamamıştır.
Tarama: Faydası henüz anlaşılmış değildir.

Sigara: Sigara içenlerle içmeyenler arasında risk farkı bulunmamakla birlikte bazı araştırmacılar bulunduğunu iddia etmek­tedir. Kanserojenlerin, prostat hücreleri üzerine etki yap­ması ve hormon seviyelerine dolaylı etkileriyle prostat kanserini artırabileceği söylenebilir.
Sosyoekonomik durum: Durumu kötü olan Güney Ameri­kalılarda, prostat kanseri riski daha fazla gibi görünse de araştır­malar yeterli değildir.

Yeterli fiziksel aktivite: Bazı araştırmacılar, fiziksel aktiviteyle prostat kanseri riskinin azaldığını söylemektedirler. Aktivi-tenin artmasıyla hormon seviyelerinde ve bağışıklık sisteminde değişme veya şişmanlığın azalmasıyla bir korunma olabilir.
Taramaya ilave: 50 yaşın üstünde %35 oranında görülürken, 85 yaşın üstünde %75 oranında görülür. Bazıları çok yavaş ilerler. Ama bazıları çok aktiftir. Bunun ayrımı daha yapılamamıştır. Te­davi yapılanlarda yan etkiler çok fazladır. Bu yüzden prostat kanserinde tedavi çok kesin değildir. Onun için rutin tarama tav­siye etmeyenler de vardır. Fakat parmakla rutin muayenede, kanda prostat spesifik antijen (PSA) testinde ve rektumdan ultra-sonografiyle yapılan tetkiklerde iyi sonuç alınabilir.

Selenyum: Alınması ile antioksidan aktivite, bağışıklık siste­mi fonksiyonunun düzeltilmesi veya anormal hücrelerin apoptozisi (hücre ölümü) nedenleriyle prostat kanseri riski azaltılabilir. Testosteronu da(erkeklik hormonu) etkileyerek etkisini azaltabi­lir. Bunun için randomize çalışmalara ihtiyaç vardır.

E vitamini: Kullanımı halinde prostat kanseri riski azalır. Antioksidan olarak ve bağışıklık sistemini etkileyerek prostat kanseri riskini azaltabilir. Ancak bu ilgiyi görebilmek için daha fazla araştırmaya gerek vardır.

Alfa linoleik asit: Alfa linoleik asit ve diğer çoklu doymamış yağlar (sebzelerde, fındık yağında, kırmızı ette ve süt ürünlerin­de bulunan çoklu doymamış yağdır) kalp hastalıkları riskini azaltmasına rağmen prostat kanseri riskini artırabilir. İspatlayıcı çalışmaların yapılması gerekmektedir.

Soya fasulyesi: Prostat kanseri oluşmasını azaltabilir. Bunlar, östrojen reseptörlerine etki yaparak antiöstrojenik bir etkiye sahip olurlar. Apoptozisi artırır ve angiogenesisi azaltır. Ancak bunları is­pat edecek çok sayıda araştırma yapılması gerekmektedir.

Balık yağı asitleri: Laboratuvar çalışmaları bu asitlerin pros­tat kanseri hücrelerinin büyümesini yavaşlattığını ortaya çıkar­mıştır. Bunları ispat edici daha fazla çalışmanın yapılması zorun­ludur.
Kalsiyum: Prostat kanserini artırdığına dair bulgular vardır ancak çalışmalar bunun aksini göstermektedir.
Sarmısak: Vücut bağışıklık sistemine etki yaparak kanser oluşma riskini azaltabilir. Az sayıda çalışma prostat kanserini azalttığını göstermiştir.

Uzun boy: Prostat kanseri riskini artırdığı söylenmektedir. Bunun sebebi androjenin, büyüme hormonunun ve insüline benzer büyüme faktörünün artmasına bağlı olabilir.
Ağırlık: Bazı çalışmalar, vücut ağırlığının artmasıyla prostat kanserinin arttığını iddia etse de, çalışmalar artırılmalıdır.

Vasektomi: Testis damarlarının bağlanması nedeniyle pros­tat kanseri riskini artırdığı iddia edilmişse de kesin kanıt göste­recek bir araştırma yoktur.

Prostat Kanserinde Erken Tanı

Prostat kanseri, risk faktörlerinin uzun süre etkisinden son­ra epitelyum hücrelerinin bölünmeleri esnasında kanser hücre­lerinin oluşmasıyla meydana gelir. Hücreler 31 veya 32 defa bö­lünmek suretiyle 5-10 sene sonra ilk belirtilerini vermeye baş­larlar.

Kanser prostat içinde büyürken, eğer üretraya yakınsa sık id­rar oluşur. Biraz daha büyüyünce idrar yaparken hafif ağrı başlar. İncelenecek olursa kanda PSA'nm hafif yükseldiği görülür. Yapılan sistoskopi sonucu mesane iyi durumdaysa prostattan bi­yopsi yapılabilir; biyopsi negatifse hasta 6 ay aralıkla tetkike de­vam edilir.
Erken tanı konulabilirse cerrahi metotla veya radyoterapiyle iyileşme oranı %95-100'dür.

0 yorum: